ailem Robotlara karşı (Film)

Öncelikle bir aile filmi olduğu söylenebilir. İlk başta, tatil için yolculuğa çıkan tuhaf bir ailenin serüvenlerini anlatıyor.Film yapay zekânın dünyayı ele geçirme korkusu üzerinde şekillenmiş bir bilimkurgu hikâyesi havasını bize komedi formatı ile veriyor. Baba, başta akıllı telefonlarla ve diğer teknolojik araçlar ile arası hiç iyi olmayan, doğayı, ormanı, kampı, çadırı, tornavidayı seven geleneksel bir baba. Bu geleneksellik filmde babanın kullandığı arabanın hiç bir akıllı özelliği olmaması ile kendini gösteriyor. Ergen Kız (Katie) tipik bir Z kuşağı, teknoloji ve bilişimle arası gayet iyi. Teknofobisi nedeniyle onu anlayamayan ve değerlendiremeyen baba, kızının yeteneklerinin farkında değil. Genç kız aslında teknolojinin kölesi olamayan onu sanatsal üretimi için kullanan film çekme tutkusuyla teknolojiyi iyi bilen bir ergen.Sinema okuluna gideceği ve yeni arkadaşlarıyla tanışacağı günü iple çeken ergen kızının uçak biletini ona hiç sormadan iptal ediyor. Aralarındaki sorunları çözmek için günlerce sürecek ve köpeklerinin de olduğu ‘ma'aile ’ arabaları ile tatil yolculuğuna çıkıyorlar. Dolayısıyla, her şey yol filmi gibi başlıyor ama aile bir süre sonra robotların kontrolden çıktığı bir kıyamet atmosferinin ortasında kendilerini buluyorlar.Çamaşır makinesinden robot süpürgelere kadar her çeşit elektronik beyaz eşyanın saldırısına uğramaları ‘nesnelerin interneti’ çağına bir vurgu yapıyor. Filmin ‘Mükemmel aile’ yoktur önermesi filmin ana fikirlerinden birisi. Film normalliğe karşı tuhaflığın, mükemmellik arayışına karşın kusurlu olmanın tarafını tutuyor. Aileler mükkemmel olmaya çalıştıkça korumacı tavırlarının çocukların gelişimine engel olduğu vurgusunu yapıyor.Teknolojinin, yapay zekanın algoritmalar üzerinde çalışıyor olması tuhaflığın yapay zeka algoritmasını çökerttiğini dolasıyla tuhaf olmanın insan olmanın bir sonucu olduğu için bunu makinlerin anlaymayacağı tezi işleniyor. Filmde de bu tuhaflık sayesinde robotlara karşı olan mücadale kazanılıyor.Filmin hikaye örtüsünü baştan kestirmek zor değil basit bir anlatımı var. Teknoloji konusunda ailelere, çocuklara olumlu mesajlar veriyor. Ben teknolojiden anlamam, öğrenmekte istemiyor diyen yetişkin tarzının doğru olmadığı.Çocukla kurulacak ilişkide onun ilgi ve anlam dünyasına girmek istiyorsak bir miktarda teknoloji okur yazarı olamnın gerekliliği işlenmiş. Ayrıca ergenlerle olan iletişimde bir dil geliştirmek kadar önemli olan unsur içerik geliştirmek olduğunu, bunu yapabilmek için de yetişkinlerin teknofobik yönlerini ortadan kaldırmaktan geçttiğinin altı çiziliyor.